31 Aralık 2008

SEVDİKLERİNİZLE BERABER SAĞLIKLI, MUTLU ve HUZURLU
YENİR BİR YIL DILIYORUM.

23 Aralık 2008

Issız Adam

En sonunda pazar günü kız arkadaşlar ve anneler günü yapıp gittik. Çok güze bir filimdi. Bir gün öncesin de Kule dibi gezisinin üstüne gelmesi filmi daha büyülü bir hale getirdi sanırım. Mekânlar, renkler ve oyuncular çok iyiydi üzerine birde o bildik eski şarkılar gelince bol mendil harcanası bir filim olmuş (benim için). Ben çok etkilendim yanımdakilerden utanmasam hıçkıra hıçkıra ağlayacaktım zor tuttum kendimi. Çıkar çıkmaz hemen albümü alma isteği duydum birde film boyunca içilen şarabı. Sanırım eşimle bir daha gidip rahat rahat ağlayacağım. Ağlamak ve rahatlamak mı istiyorsunuz mutlaka gidin. Tam hedeften vuruyor.
http://www.issizadam.com/

22 Aralık 2008

Mavra Design.Cafe.workshop

Doğan Apartmanının tam karşısın küçük sıcak bir cafe "Mavra". Sanki bir arkadaşınızın salonunda oturmuş kahve içip muhabbet ediyormuşsunuz gibi. O koyu muhabbetin kahkahaların arasında kapı açılıyo bir bakıyosunuz Bahar Korçan girmiş içeri.Sonra devam ediyosunuz muhabbette kapı dan bu sefer Özgür Mansur giriveriyor. En son Okan Bayülgen di giren sanırım :O)Kahvenin kekin yanında birde çok sevimli oyuncaklar, yastıklar ve objeler satılıyor. Hepsi birbirinden güzel ve el yapımı tasarımlar.Bu oyuncaklardan birinin yaratıcısı Ömer Ozan. Ozan'a ait oyuncakları zaten çok yakından takip ediyorum bu adresten http://omerozan.blogspot.com/ diğer oyuncaklarınıda görebilirsiniz. Eminim sizde benim gibi yogobüdülere ve hayaletbudulara bayılacaksınız ama benim favorim hala Aşure. :o)
http://omerozan.blogspot.com/
http://www.atolyeafra.blogspot.com/

Doğan Apartmanı

"15 Tasarımcının 15 Hali"ni görmeye giderken Tubi nin yaptığı muhteşem "Beyoğlu arka sokakların da görmediklerimiz, duymadıklarımız" adlı tur dahilinde görme şerefine nail olduğumuz ve hayran kaldığımız Doğan Apartmanı 20 yüzyıl başlarında yapılmış İtayan Mimari tarzında bir bina. Bir çok ünlüye ev sahipliği yapmış şu anda da yapmakta. Avlusuna giremedik izin vermiyorlar.Ama birçok reklam ve klibe mekan olmuş. Büyüleyici bir yapı gidilesi görülesi.

15 Tasarımcının 15 Hali'ni Gördük


Gittik çok güzeldi. Tasarımlar bir harikaydı. Bahar Korçan, Bihter Aida Pekin ve Özgür Mansur biz gittiğimizde ordalardı. Ortam da güzel bir muhabbet vardı ziyaretciler kıyafetleri deniyor tasarımcılarla sohbet ediyordu. Dükkan biraz küçüktü gezerken biraz zorlandık ama deydi doğrusu.Gitmediyseniz çok şey kaçırdınız. :O)

20 Aralık 2008

Moda Tasarımcılarının Yeni Yıl Halleri

"Moda Tasarımcıları Derneği üyesi olan 15 tasarımcı, 17-21 Aralık tarihleri arasında Galata'da aynı mağazayı paylaşıyor; alışveriş, parti ve sohbet bir arada yaşanıyor."Biz bugün gidiyoruz arkadaşlarla havada çok kötü ama olsun çok merak ediyorum. Gitmek isteyenler için yarın son gün.
Haberin kaynağı:http://www.dexigner.com/

19 Aralık 2008

Haydii "Melon 24" yolcusu kalmasın...

Venta da program gece 02:00 de bitiyor. Ordanda Nişantaşın da ki Reasürans Pasajı'nda bulunan "Melon 24" gidebilirsiniz. Biz gittik :O). Her cuma "Circus" grubu sahne alıyor orda da.
Muhteşemler çılgınlar gibi eğlendik ordada."Circus" ayrıca çarşamba ve cumartesi geceleride "Mojo" da sahne alıyor. Hani gidip dinlerseniz dadına doyamazsanız haftada bir gün yetmez derseniz alın size 2 gün daha.
http://www.melon24.com.tr/

Venta Del Toro

Tatilin başladığı cuma akşamı kendimizi Beyoğluna attık ilk iş. Galata 'daki ispanyol restaurant 'ı Venta Del Toro ya gittik. Venta Del Torro "Boğanın yeri" anlamına gelmekte imiş. Mekanın dekorasyonunda ünlü İspanyol mimar Gaudi'den esinlenilmiş ve duvarlardaki mozaikler görülmeye değer. Yemeklere gelince gayet güzel Tapaslar dan beşamelli midye ve rokforlu patates kızartması, şaraplardan da Oreades bizim favorilerimiz.Kış aylarında müdavimiyiz. Çünkü çok yakın arkadaşlarımız dan oluşan "Sangria" Gurubu her kış burda çalarlar ve o gecede sezonun ilk günüydü. Bizde onları yanlız bırakmak istemedik. Güzel insanlar, güzel müzik ve güzel yemekler için şiddetle tavsiye edilir.
http://www.ventadeltoro.net/

Uzun bir kurban bayramı tatili idi..

Uzun ve dinlendirici bir tatil oldu benim için. Eşimle bol bol gezdik, yedik, içitik ve çok eğlendik. Bloğu da ihmal ettim tabi bu arada ama işte geldim ve sizlerle paylaşacak çok şeyim var.
Başlıyorum...





29 Kasım 2008

Hande Made For You Bazzar.

Çok yakında ürünlerim "Hande Made For You" markasıyla sizlerle buluşuyor.
Sizler için yaptıklarımı sizlerle buluşturma zamanı geldi. Bekleyin..

Kafan biraz karışık...




Boş verme, bunları tak kafana...


Broş.

Buda başka bir broş. Ayakkabı bağcığından farklı şeyler yaratılabiliyomuş.:O)

Mor bişiii..


Sevgili arkadaşım Zaliha için küçük bir güle güle hediyesi.Uzun zaman oldu bu broşu yapalı.
Güle güle kullan Zaliha.

Bay Kirpi.

Elimde ne yapacağımı bilemediğim yırtık bir paspas ve gazetede gördüğüm sevimli bir kirpi resmi. Birden bir ampül yandı kafamda. Sonuç "bay kirpi".

Yeni Logom.

Trompetler çalsınnn! Ve işte yeni logom. Sevgili arkadaşım Tuba yaptı. Kendisi grafik tasarımcısıdır. Ben çok sevdim. Teşekkür ederim canım arkadaşım ellerine sağlık. Bundan iyisini düşünemezdim.(Çok başını ağrıttım dimi? ama seninle işimiz bitmedi :O)

Star Wars.


Bu bir Star Wars hayranı olan Cenk için yaptığım Darth Vader anahtarlık.
Sevmiş olmalı ki o büyük figür koleksiyonunda onun için de bir yer açmış :O)
Güle güle kullan beğendiğine çok sevindim.
(Ayrıca fotoğraf çekmek için figürleri kullanmamıza izin verdiğin için teşekkürler.)

31 Ekim 2008

Cunda hatırası...

Bu sedefleri yaz tatilinde cundadan almıştım. Biraz gümüş, biraz mavi. biraz da yeşil ekledim bunlar ortaya çıktı.

Annem için..


Bunları annem için yaptım.

Çiçek yüzük...

Bu yüzüğü bayramdan önce yaptım. Bayramda giyeceğim kıyafetime uygun aksesuarım yoktu ve bir şeyler yapmalıydım. İlk elime geçen bu düğme oldu. Birde şu renkli teller vardı elimde. Biraz internet araştırması, iki kıvır bir bük derken ilk çıkan bu yüzük oldu. Çok nostaljik görünüyor, tam benlik. Ne zamandır topladığım düğmeleride böyle değerlendirmek güzel olucak sanırım :O)

Bu bir reklamdır...

Bugün çok güzel bir hediye aldım."Yumoş Extra Créme" hemde ojinal boylarda 2 adet yumuşatıcı.
Aslın da benim le beraber şirketteki bütün bayanlara geldi bu hediye. Muhteşem kokuyorlar. Geldiklerinden beri kokuları bütün odayı sardı. Ürünler den biri tatlı badem özlü diğeri Jojoba özlü.


Yumoş yeni ürünü "Yumoş Extra Créme" i tanıtımını çalışan bayanların bu güzel hediyeyi göndererek yapıyor anlaşılan. Uzun zamandır Yumoşun Extra ürünlerini kullanıyorum ve çok memnunum. Kokusu uzun süre kalıyor. Hemde banyoda çok yer kaplamıyor :O). Yumuşatıcımda yeni bitmişti süper oldu.
Ah şu deterjanlarda bi küçüle bilse diye düşünürken oda oldu en sonunda. Deterjanların da extra sı çıkıyor.Televizyon da reklamlarını gördüm. İlk gördüğüm yerde alıp deniycem.
http://www.yumos.net/

20 Ekim 2008

Müze kartım...

Bayram tatili iş güc derken nerdeyse bir aydır uzağım blogtan. Bu arada neler mi yaptım?
Tatil dönüşü ilk iş müze karta başvurdum internetten kendim ve eşim için. 20ytl+2ytl kargo masrafı veriyosunuz, 4 gün sonra kartınız adresinizde. Kartla beraber 300’ü aşkın müze ve ören yerinin bilgilerini içeren bir kitapçıta yolluyorlar. Çok heycanlandım en kısa zamanda kullanmalıyız...

"T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, sahip olduğumuz kültürel zenginlikleri vurgulamak ve dünyaca ünlü müze ve ören yerlerimize ziyaretleri artırmak amacıyla Müzekart projesini başlattı. Müzekart, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı dünyaca ünlü eserlerin sergilendiği 300’ü aşkın müze ve ören yerini, sadece 20 YTL karşılığında bir yıl boyunca sınırsız gezebilme olanağı sunuyor."

16 Ekim 2008

Yakında...


Merhaba...

Bu aralar işlerim biraz yoğun.Onun için yeni yazılar ekleyemedim. Ama birsürü şey yaptın bu arada yazıcak ve gösterecek bir sürü şey biriktirdim:O). Çok yakında bekleyin...

15 Eylül 2008

Cihangirde Bir Pazar...


Eşime sözverdiğim anahtarlığı en sonunda yaptım.Yanda görmüş olduğunuz kırmızı şeytan.Arbamız kırmızı olduğundan onada kırmızı şeytan diyoruz da:O) İnsanın ilk arabası olunca ne yapcağını şaşırıyo işte:O). Bunun ödülü olarak beni Cihangire yemeğe götürdü. Eşimle bir türlü beraber gidemediğimiz "Miss Pizza" ya gittik. Miss Pizza, Cihangir'de sevimli, küçük bir pizzacı. Çok güzel italyan usulü pizza yapıyorlar. Bol malzeme ince hamur ve acaip doyurucu tavsiye ederim. Cihangir cıvılcıvıldı insanlar sokaklara taşmış muhabbetydi güzel nezih bir ortamı var cihangirin.Eski güzel evleri ve güzel cafeleri ile güzel bir pazar günü için şiddetle tavsiye edilir. Eee bu güzel yemeğin üstüne güzel bir türk kahve iyi gider dedik kalktık bebek kahvesine gittik boğaz havasıda alalım bahanesiyle. Artık sonbahar kendini iyice belli etmeye başladı serin bir pazar günüydü.

Kokoş Tavşan...


Tanıştırayım kokoş tavşan "Pink Bunny". Ne bulursa takıp takıştıranlardan. Birazcık bana çekmiş. Bu kadar kokoşluğuna rağmen onla yetinmedim taktım takıştırdım yanına H&M den aldığım yaka iğnelerini de. Çok cıvıl cıvıl oldu çok sevdim ben:O).

09 Eylül 2008

Kelebenekler...

Bu boncuklarla yapılan takıları internette özellikle trend sitelerinde çok gördüm. Çok eğlenceli gözüküyorları aradım taradım buldum bende yaptım. İlk kelebek yapmak geldi içimden. Ama aklımda bir sürü fikir var. Bekleyin çok yakında :O)

08 Eylül 2008

Bir pazar günü...


Bu pazar biraz hava alalım dedik arabayıda almadan kendimizi yollara attık. Önce bir vapur sefası yapıp geçtik Kadıköy'e. Ah ne iyi ettik bir bilseniz. Araba yok, trafik yok, park yeri aramak yok. Şöyle bir Moda havası alalım bir de dedik gidene kadar fena acıkmıştık attık kendimizi Kırıntıya. En iyi Kırıntı Moda daki Kırıntı bunu bir kere daha anladık. Çok yemişiz:O) Çay bahçelerinden birinde oturduk kahvemizi içtik. Sonrada yürüyerek Bahariye ye ordanda Kadıköy'e indik. İnerken Baylan'ı gördüm ve girdik hemen. Çok duydum çok okudum ama bir türlü gidememiştim kısmet bu güzel pazar gününeymiş. Ne yemeli diğe garsona sormaya gerek yok zaten duvarda yazıyo "Müşterilerimizin seçimi Kup Griye" diye. Gerçekten muhteşemdi karamel bombası acayip lezzetli birşeydi. Özel yapım Karamel ve dondurma hepsini yedim şiddetle tavsiye ederiz. Ve eve dönüş vakti geldi. Günü beşiktaş vapurunda serin boğaz esintisi ve güzel bir gün batımıyla bitirdik.

Önce reklamlar...


Ramazan geldi hoş geldi sokaklara renk geldi.
çok iştah açıcı çalışmalar insanı etkilememesi mümkünmü hele bide açsanız. Pazar günü sokağa adım attım bunlarla karşılaştım çok eğlenceli gözüküyorlar. Sizinlede paylaşmak istedim. :O)

07 Eylül 2008

Yohji Yamamoto...


20. yüzyılın en önemli tasarımcılarından birisi olarak kabul edilen Yohji Yamamoto nun Adidas Y-3 serisi 2008 kış koleksiyonu nu mutlaka görmelisiniz. Sürekli takip ettiğim tasarımcılar arasında ilk sırada gelir kendisi.
Yamamoto modellerini soymak yerine giyindirdiği için eleştirilmiş hep. O duygularını, hüzünlerini, düşündüklerini yansıtıyordur kreasyonlarına. Anne Yamamoto eşini savaşta kaybedince acısını göstermek için hayatı boyunca siyah giyinmeye başlar ve bu Yamamoto’yu o kadar etkiler ki kendisi de siyah rengin tutkunu olup çıkar.
Koleksiyonlarında siyah ve konfor ilk sıradadır hep onun için. Yapmaya çalıştığıda konforu ve modayı bir arada sunmak. Her seferindede bunu başarıyor.
Adidas Y-3 serisi için:http://www.adidas.com/

05 Eylül 2008

Kristal Kolye...





Anahtarlık olarak ömrünü bitirmişti.Ona ikinci bir şans verdim birde eski günlerin hatırına bir anahtar ekledim yanina. Ben bu halini daha çok sevdim :O)


Fernando Brizio...


Icon dergisinin ağustos sayısında bu adam ve bu yaratıcı çalışması hakkında bir yazı vardı. Aslında olay çok basit ama sonuç muhteşem. Elbise yi yıkadığınızda geriye hiç bir iz kalmıyor ve oyun yeniden başlıyor.Tamam kabul ediyorum çok kıskandım böyle şeyler neden benim aklıma gelmez ki?

"Cennetteki kuşların diğer kuşları baştan çıkarmak için renk ve biçim değiştirdiklerini hatırlıyorum. Sanırım aşağı yukarı aynı şey bu"diyor tasarımın ortaya çıkış öyküsü için Fernando Brizio.

01 Eylül 2008

Kağıttan Kediler...

Balık ya da kuş olmaya özenir insanoğlu,
yılan, kanatları çıksın ister,
yolunu şaşırmış bir aslandır köpek,
mühendis, şair olmayı diler,
sinek kırlangıca dönüşmenin yolunu arar,
sineğe öykünür şair,
ama kedi yanlızca kedi olmak ister,
ve her kedi kedidir
bıyıktan kuyruğa
sezgiden canlı sıçana dek...
Sarı gözlerinde
gecenin bozuk parasını atmak
için tek bir yarık. Pablo Neruda

Böyle başlıyor "Kağıttan Kediler". Selçuk Demirel in kedileri ve bir çok şairin kediler hakkındaki şiirlerinden oluşuyor. Tubi nin bana doğum günü hediyesi. Benim kadar çok kedileri seven birine alınabilecek güzel hediyelerden bir tanesi sanırım:O) Bir solukta okudum, kediler mükemmel. İlham verdi bana, bende kendi kedilerimi yaptım kitabın son sayfasını da okuduktan sonra.



21 Ağustos 2008

İlk Mekan Bizden;



Asmaaltı Ev Yemekleri Salonu. 01.08.2008 de hizmete girdi. Daha çok yeni. Çok heycanla ve zevkle hizmet vermekte gelen misafirlere. Menü de bildiğiniz şeyler var evinizin mutfağında pişenlerden. Çarşambaları mantı yersiniz cumaları etli yaprak dolması o kesin. Bir de günlük menülerimiz var. Uygun fiyatlara lezzetli ev yemeği yiyebilirsiniz.Tadmak isterseniz Beşiktaş ta balık pazarının arkasında.


25 Temmuz 2008




Merhaba. Ben Hande :O)
Bir sürü şey görüyorum yapıyorum tadıyorum ve duyuyorum.Bunları burdan sizlerle paylaşmak istedim.
Benim dünyama hoşgeldiniz... :O*

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails