06 Mart 2009

En Sonunda Müze Kartımızı Kullandık...

Pazar günü hava süperdi uykumuzu almış erkenden uyanmıştık ve eşime günaydın demeden hadi Topkapı Müzesine gidelim dedim ve kahvaltı bile yapmadan Sultanahmede gittik. Kahvaltıda yaparız diye düşünmüştük ama saat 10 filandı pek bir yer açıdeğildi açık olan yerlerde çok kötüydü. Hoş kapalı olandarda çok sevimli gelmedi ya gözümüze. Sabah sabah biraz eziyet oldu aç aç dolandık bir müddet sonrada tosta yedik çay içtik. Abuk subuk insanların işlettiği abuk subuk bir sürü yer turistlere acıdım. Çok sinirlendik miğdemize bişeyler girince rahatladık ve Topkapısarayına gittik ilk kapıdan girdik ve herşey süperdi. Hava bahar gibi sarayın içi yemyeşil tertemiz. sabahın erken saati olmasından dolayıda çok az insan vardı. Toplam 3 saat sürdü gezmek.
Neyse giriş ücreti ödemedik. Zaten bilet almak isteyenleride müze karta yönlendiriyorlar.Giriş ücreti 20tl kartta 20tl alıp hemen kullanmaya başlıyorsunuz zaten. Birinci avluya girince hemen sağda müzeyi gezerken kullanmak için kulaklık veriyorlar. harem 10tl Müze kısmı 10tl ikisi birden 20 tl karşılığı alıyorsunuz. Mutlaka alın yoksa boş gezersiniz bir de birsürü angarya yazı okumak zorunda kalırsınız. 3 boyutlu bir masalın içinde gibi oluyorsunuz. Biz birtane aldık eşimle beraber kullandık. Kulaklıkların kabloları uzun ve ayrı olduğu için rahatlıkla iki kişi kullanabilir bilginiz olsun. :O)
Gezmeye harem bölümünden başladık. Neyazık ki harem giriş ücreti ayrı kişi başı 15tl. Biletlerimizi aldık ve muhteşem bir saltanatın zevkin ve zenginliğn içinde bulduk kendimizi. Bu bütün saray için geçerli. İşlemeler süslemeler mücevherler Mükemmel zenginlik ve sefa varmış saray hayatında. İnsan ozamanda yaşamak varmış demeden edemiyor. Dediğim gibi bütün tur 3 saat sürdü buna kahve molasıda dahildi. Sarayın en seyirli yerinde bir cafe restaurant var ama akıllara zarar vallahi. Yuh dedim bu kadar güzelliğin içinde böyle izbe bir yerin ne işi var. Onun dışında herşey mükemmeldi. Saraydan çıktığımızda çok acıkmıştık ee Sultanahmet de gelip köfte yemeden olmaz ki. Artık bahar geldi sayılır güneşli günler ve gezilecek bir sürü müze bizi bekler. :O)

Yeni Kitaplarım.

Geçen yaz tatilinde araba ile Çanakkale’den İzmir Karaburun'a kadar çok güzel bir tur yaptık. O kadar iyi vakit geçirdik ki eşimle her sene tatillerimizin bir kısmını böyle geçirmeye karar verdik. Elimizde harita canım nereye gitmek nerde yemek yemek isterse oraya gittik. Gittiğimiz yerlerdeki görülmesi gereken yerleri de gezdik. Turizm Bilgi Büroları çok yardımcı oluyorlar bu konuda aklınız da olsun görülmesi gereken yerleri söylüyorlar hem de ücretsiz harita alabiliyorsunuz.
Neyse önümüzdeki tatil içinde şimdiden çalışmaya başladım. İlk adımda Boyut Yayınlarının “Türkiye’de Görülmesi Gereken 101 Yer” kitabını edinmek oldu. Hiç bir şey kaçırmak istemiyorum sanırım gittiğimiz yerlerle ilgili. Bir de Gezi Yayınlarının Türkiye Tatil Rehberi var henüz onu inceleme şansım olmadı.
Bir de “İsim İsim İstanbul” Kitabını aldım. İlk başta gezi kitabı olduğunu düşünüyordum ama daha ilginç bir şey çıktı. İstanbul’daki Mahalleler, semtler, sokaklar, meydanlar, dağlar, parklar ve tüm yapıların taşıdıkları isimlerin nerden geldiği hakkında bilgiler veren çok ilginç bir başucu kitabı. Oturduğunuz semtin adının anlamını merak etmediniz mi hiç. Beşiktaş ismi nerden gelmiş mesela :O)
http://www.boyut.com.tr/
http://turizmyayinlari.ekinyazim.com/root.vol?exec=home&pr=57324&do=3201

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails